31 Temmuz 2014 Perşembe

Kitap Yorumu: Günaha Davet - Slyvia Day

Slyvia Day'in yeni bitirdiğim kitabıyla buradayıım!
Bu Slyvia'nın okuduğum kitaplarının en tatlı olanıydı bence. Tatlı diyorum çünkü bu defa birbirini çekemeyen, birbirini anlamaya çalışmayan, dünyanın en sinir bozucu erkek ve kadın karakterlerinin olmadığı, çok daha hoş bir kitaptı.
Hemen karakterlere geçmek istiyorum.

Alistair Lucius Caulfield: Alistair bundan  yedi yıl önce Jessica ile yaşadıkları özel andan beri, onu arzulamaktan ve onu sevmekten hiç vazgeçmeyen, ailenin istenmeyen çocuğu olarak büyümüş, kendisinin dahi utandığı bir geçmişe sahip olan bir adam. Masterson Dük'ünün dördüncü ve Masterson unvanına sahip olamayacak en küçük oğlu. Elbette ki çok yakışıklı, her kadın tarafından istenen, çapkınlığıyla ünlü bir erkek.

Leydi Jessica Sheffield/Leydi Tarley: Yedi yıl önce şahit olmaması gereken bir olaya şahit olduktan sonra hayatı değişen, kendinde bilmediği şeyleri keşfeden güzel bir kadın. Ve o da kız kardeşinden başka kimseye anlatamadığı kötü bir geçmişe sahip.  Tarley Vikontu Benedict Reginald Sinclair ile  mutluluk dolu bir evlilik yaşamıştır.

Benedict Reginald Sinclair: Tarley Vikontu unvanına sahip, gelecekte Pennington Lordu olması beklenen asil bir erkek. Jessica ile altı yıl süren güzel bir evlilik yaşarken, verem hastalığına yakalanıp ölmüştür.

Michael Sinclair: Tarley Vikontu Benedict'in kardeşidir ve abisinin eşi Jessica'nın kız kardeşi Hester'a abayı fena halde yakmıştır. Üstelik Benedict'in ölümüyle beraber Tarley Vikontu unvanını kazanmıştır.

Leydi Hester Sheffield/ Leydi Ragmont: Jessica'nın kız kardeşi, Edward Ragmont'ın eşi. Jessica'nın hem kız kardeşi, hem de en yakın arkadaşı. Michael'in dostluğunu çok sevmiş ama bir süre boyunca onun arkadaşlığın dışına çıkan duygularını fark etmemiştir.

Lord Edward Ragmont: Yakışıklı ve evliliklerinin ilk yıllarında Hester'a büyük mutluluklar yaşatan fakat ilerleyen zamanlarda içkiye başlayan Ragmont, kitabın en şerefsiz karakterinlerinden biri olma unvanına sahip.


Bundan yedi yıl önce, Jessica düğününe çok yakın bir vakitte, Alistair'ın da içinde bulunduğu, görmemesi gereken ama gördüğünde bundan kaçamadığı bir olaya şahit olur. Bundan sonra Alistair Jessica'yı hiç unutmamış, onu her zaman için istemiştir. Jessica  evlenir fakat Alistair'ın onda yarattığı etki içinde bir yerlerde devam etmektedir.

Eşi Benedict ölünce Jessica bir süre matemde kalır ve ardından hem biraz uzaklaşmak, hem de işleriyle ilgilenmek için uzun bir gemi yolculuğuna çıkıp Jamaika'ya gitmeye karar verir. Bunun için gerekli şeyleri ayarlaması için Michael'dan yardım ister ve Michael bunu memnuniyetle kabul eder. Bu sırada Alistair Caulfield, Acheron adlı gemiye sahiptir ve Michael, Jessica'yı Jamaika'ya ulaştırmak konusunda Alistair'ın kaptanlarından başkasına güvenemez.

Acheron'da mürettebat dışında sadece Alistair, Jessica ve Jessica'nın hizmetçisi olacaktır. Kamaraları komşu olacaktır ve bunu sadece düşünmek bile Alistair için harika bir şeydir.

Böylece büyük ve çok etkileyici olan Acheron'da yapılan uzun yolculuk başlar. Bu sırada Jessica ve Alistair birbirlerini yakından tanımaya, birbirlerine derin duygular hissetmeye başlarlar. Bu bana göre Slyvia Day'in tarzının dışına çıkan bir şeydi çünkü diğer kitaplarında karakterler asla birbirleriyle doğru dürüst bir şey hakkında konuşmuyorlar, sadece kavga ederken konuşuyorlardı. Ama Jessica ile Alistair'in arasında gelişenler bundan ibaret değildir çünkü birbirlerine gerçekten değer veriyor ve bunu hissettiriyorlardır.
Jessica bunun geçici bir ilişki olduğunu düşünmesine rağmen Alistair bunun biteceğine inanmak istemiyor ve bitmesini de istemiyordur.

İleride öğrenmesinin daha kötü olacağını düşünerek, Alistair herkesten sakladığı geçmişini, sırlarını Jessica'ya anlatır ve Jessica da ona kendi geçmişinden bahseder. Birbirlerine kimseye göstermediklerini yüzlerini göstermişlerdir. Birbirlerinin üzerinde köklü değişiklikler yapar, bir süre sonra birbirlerine bağımlı ve körkütük aşık hale gelirler.

Ve bunlarla eş zamanlı olarak Hester ve Michael'ı da okuyoruz. Hester mutsuz bir evlilik yaşamakta, Michael ise Hester'a deli gibi aşıktır ve onun bu mutsuz hallerini görmek canını acıtıyordur. Elinden geldiğince ona yardım etmeye çalışıyordur ama Ragmont'tan nefret etmekten başka bir şey yapamıyordur. Michael ve Hester'ın hikayesine Alistair ve Jess'inki kadar yer  verilmese de ben Hester'ı da Michael'ı da çok sevdim. İkisinin hikayesi yarım bırakılsa da sonunun mutluluk olduğunu gösterecek şekilde bitti.

Bu kitapta engeller yoktu. Kitap karakterlerin günden güne değişimlerinin, yaşadıklarının hikayesini anlatıyordu. Slyvia Day'in en sinirlenmeden devam edilebilen kitabıydı diyebilirim. :D Harika bir kitap mıydı, hayır değildi ama kötü de değildi. Eğer Historical seviyorsanız bunu da seveceksiniz ama Slyvia Day'in kitaplarına beklentiyi çok yüksek tutmayın. Sevgilerle. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder